-
1 tok karnına
на сы́тый желу́док -
2 tok
1) сы́тыйtokum tok — а) я сыт; б) перен. я сыт по го́рло (чем-л.)
2) пло́тный ( о ткани)3) гро́мкий, зы́чный ( о голосе)4) перен. сы́тый; удовлетворённый; дово́льный всем••- tok karnınatok evin aç kedisi — погов. жа́дный, ненасы́тный
- tok tutmak -
3 aç
голо́дный* * *1) голо́дный тж. сущ.aç açına — на голо́дный желу́док
aç bırakmak — оставля́ть голо́дным кого
aç durmak — голода́ть, не принима́ть пи́щу, не есть
aç kalmak — а) оста́ться голо́дным; б) обнища́ть, всего́ лиши́ться
aç karnına — на голо́дный желу́док, натоща́к
karnı açtır — он го́лоден, он проголода́лся
2) перен. а́лчный, жа́дныйne aç adam! — до чего́ же жа́дный [челове́к]!
3) перен. жа́ждущий, стра́стно жела́ющий кого-чего••aç ayı oynamaz — посл. голо́дный медве́дь не пля́шет; соловья́ ба́снями не ко́рмят
açın halini tok bilmez, hastanın halini sağ bilmez — посл. сы́тый голо́дного не разуме́ет
aç tavuk kendini arpa ambarında sanır — посл. голо́дной ку́рице про́со сни́тся
- aç açık- aç doyurmak
- aç kurt gibi yemek
- aç kurt gibi üşüşmek
- aç kurt gibi saldırmak
- aç susuz kalmak
См. также в других словарях:
tok karnına — 1. zf. Yemekten sonra 2. yemekten sonra … Çağatay Osmanlı Sözlük
tok — sf. 1) Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı 2) Sık ve kalın dokunmuş (kumaş) 3) Kalın ve gür (ses) Biraz tok, biraz derinden gelen bir sesle... Y. Z. Ortaç 4) mec. Sevgi, sevecenlik, başarı, para, mal vb. şeyleri elde etmiş ve bunlara kavuşmuş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karın — is., rnı 1) İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. Ö. Seyfettin 2) Döl yatağı, rahim Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aç — sf., çı, cı 1) Yemek yemesi gereken, tok karşıtı Aç ne yemez, tok ne demez. Divanü Lügati t Türk 2) is. Yiyecek bulamayan kimse Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. Y. K. Karaosmanoğlu 3) mec. Gözü doymaz, haris Ne aç adam. 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük